19 Ocak 2017 Perşembe

Donald Trump'tan Daha Zengin Olmanın Yolunu Buldum!

Teknoloji, bilim ve sanattan uzak çocuklar yetiştirerek dünyayı değiştirmemiz mümkün değil, aksine bu kavramları bizden iyi anlayan ve doğru şekilde kullanan çocuklara ihtiyacımız var.
Bager Akbay
Süper bir Baba ve Eş, Kadim bir Dost, Sanatçı, Öğretmen, Danışman, Çocuk ve Teknoloji Evangelisti, Hayat Öğrencisi, Tutkularını bulan ve yaşayan Özel bir Ruh ve daha neler neler...

Son dönemde bana ilham veren, gördüğümde, adını duyduğumda, hayatıma zenginlik, ilham ve tutku katan güzel insanlarla ilgili yazmak istiyordum. Bugün internette okuduğum bir röportaj sayesinde artık duramadım Ve, klavyenin tuşları uçtu gitti gerçekten...

Bager Akbay adını belki son zamanlarda daha sık duymaya başladınız. Eğitim ve teknolojiye dair söyledikleri ve yaptıkları Türkiye'nin şu anki durumunda derin bir nefesin içimize getirdiği huzur gibi.

Ben, Bager'i yıllar öncesinden tanıyan şanslı kişilerdenim. Her zaman, zehir gibi, eğitim ve teknolojiyle ilgili uçuk denebilecek fikirlerle dolu, yaratıcılık kelimesinin gerçek anlamını keşfedebileceğiniz, sohbeti baldan tatlı, her gördüğünüzde bir şeyler öğrendiğiniz, samimi, gerçek, meraklı ve insan-ı kamil yolunda bir çok insana tur bindirmiş kişilerden. Bager'i biraz tanıyan, onun öğrencisi olan veya çalışma fırsatı bulmuş kişiler bu tespitime katılacaktır, hatta daha fazlasını söyleyeceklerdir, eminim. Deneme yanılma, sürekli bir öğrenci olma hali, sanatçı ruhu, kalbinin yolundan gitmesi, inançlı olması, yardımseverliği, çalışkanlığı gibi...

Bager'in Tedx İKÜ'deki 'Nasıl Zengin Olunur?' konuşmasının tamamını önce bir dinleyin, sonra yazıya devam edin. Kendinize zaman verin. Aceleye mahal yok:) Ben beklerim...



Bager diyor ki kısaca, tutkularının peşinden giden, sadece olma halini yaşayan insan zaten zengindir. Bendeniz ekonomi okumuş, üzerine teknoloji cilası yapmış, ve profesyonel iş hayatında ekonomi ve teknolojiyi birleştirerek hem çalışmış, hem eğitimler vermiş, hem de söylediklerini kitaplaştırmış ve bu sektörde naçizane tanınan biri olarak, bitmez tükenmez bir şekilde tutkusunu arayan kadınlardanım. Annelikle birlikte, bu tutkular gelişti, değişti ve dönüştü. Bager'in dünya tatlısı kızı Masal'ın ve Masal'ın arkadaşlarının da Bager'in şu anda yapmaya çalıştıklarında büyük bir ilham ve sorumluluk taşıdığını biliyorum. Tutku, bir tane olmak zorunda değil. Benim de Bager gibi eğitim, öğretim ve sanatla desteklediğim tutkularım var. Ve, kendimi bu konuda Donald Trump'tan daha zengin hissettiğimi söyleyebilirim:) Şükürler olsun...


Son 3 senedir Almanya'da yaşıyorum. Almanya, Avrupa'nın en çok Türk nüfusa sahip olduğu ülke. Ve şu anda yaklaşık 3. nesil ve 4. nesil Türklerle çalışıyorum. Benim tutkum, insanların hayatlarındaki ve kendilerindeki tüm renkleri keşfetmelerine ve bu renklerle konuşmalarına, gülmelerine, dans etmelerine ve eğlenmelerine yardımcı olmak. Aslında hep varolan, içlerinde bekleyen muhteşem yetenekleri ile onları buluşturmak. 


    Sürekli hayat öğrencisi olma hali, bilgiyi paylaşma sorumluluğunu da getiriyor. Son 3 senedir Almanya'da yaşadığım için, Türkçe konuşan çocuklar, aileler ve özellikle kadınlar üzerine düşünüyorum, üretiyorum, çalışıyorum ve paylaşıyorum. İhtiyaca yönelik özel seminerler, eğitimler ve çalışmalar yapıyorum. Uzmanlık alanlarım olan nefes ve farkındalıkla ilgili teknikleri mindful sanat ile birlestiriyorum.





Kadınlara, aynen Bager'in anlattığı gibi, gerçek zenginliğin, bolluk ve bereketin aslında tutkularını bulmak, yeteneklerini keşfetmek olduğu konusunda rehberlik etmeye çalışıyorum. Kadın Kadına adını verdiğim Şifa Matineleri düzenliyorum. Yaptığım şeyin içinde bilinç açıcı sohbetler, zihin sakinleştirme teknikleri, eğlenceli oyunlar ve biraz da spiritüellik var. Önce kendim eğleniyorum. Eğlenmediğim zorlama olan hiç bir şey yapmıyorum. Eh, o zaman da çalışıyormuşum gibi gelmiyor tabi:)





Kadınlara aslında birlik olmanın, networkün, paylaşmanın, üretimde olmanın, hayal kurmanın ve tutkularının önemini, kendi işlerini nasıl kurup büyütebileceklerini, Almanya'dan Türk bir Kadın Markası'nın nasıl çıkabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Hayatımızın sorumluluğunu almak, üretmek ve paylaşmak büyük zenginlik benim hayat yolumda....Çünkü, biliyorum ki, en büyük zenginlik, sizin gibi düşünen, sizin gibi tutkuları olan insanlarla bir araya gelmek, düşünmek, üretmek ve paylaşmak. Ve işte, bu yüzden, Donald Trump'tan daha zengin hissediyorum! 

Sanat, teknoloji ve eğitim üzerine uzun süredir kafa yoran biri olarak, Bager'den etkilenmemek mümkün değil. Kendisinin fikirleri, enerjisi ve yaptıkları benim için sınırsız bir ilham kaynağı.

En son vasiyetini internette yayınlayan çılgın bir sanatçı...Tıklayın Allah aşkına! Bayıldım yaaa:)


Vazgeçilmez tutkularımdan olan teknolojiyi de işin içine katacağım deneysel işler yapacağım günler ise çok yakında. Canım kardeşim, bana her konuda tam destek, Brüksel'de yaşayan Visual Artist -Turbo Slow Atıl Altaş- ile bizi her sabah yataktan fişek gibi kaldıran muhteşem hayallerimiz var. Aramızdaki sınırlara, Avrupa'nın sert kışına ve soğuğuna inat, içimizi ısıtan, bize enerji ve umut veren tutkuyla bağlandığımız projelerimiz var. Ve işte, bu yüzden Donald Trump'tan daha zengin hissediyorum. 



Biliyorum, ülkenin şu anki durumu can sıkıcı, enerji vampiri gibi her gün üzerimize gelen bin tane haber var. Sanmayın ki, burada bal börek yaşıyoruz. Biz de üzülüyoruz, sınırlar ötesi olmak acıyı hafifletmiyor. Hatta, daha fazla hissettiriyor bazen! Çocuklarımıza güzel bir dünya, sanatla ve mindful teknolojiyle dolu bir dünya bırakma fikri bile yataktan zıplayarak kalkmanız için önemli bir neden olabilir.


Rahmetli canım dedem, idolüm, mentorum, Emekli Öğretmen İhsan İlbaş, Köy Enstitüsü kökenli öğretmenlerden. Rıfat Ilgaz'ın yurttaki fasulye-pilav arkadaşlarından:)
( Yandaki fotoğraf, 1 Aralık 1932 yılında dedemin öğretmenlik yaptığı Karahayıt Köyü'nde çekilmiş. Aralık ayının karında kışında, bazı çocukların ayakkabıları yok, terlikleri var ama o fotoğraf çekilmiş ve hatıra olsun diye tüm çocuklarla paylaşılmış. Dedem, okulun ve okumanın önemini asla unutmasınlar hediyesi olarak çocuklara her sene okul fotoğraflarını armağan olarak verirmiş.)

Eşim Mathias ise, Almanya'da 10-22 yaş arası çocuklara İngilizce ve Politika öğretiyor Almanya'da. Kayınvalidem ve kayınpederim emekli öğretmen. Yaşamının son 10 yılını kurumlara ve gençlere eğitmenlik yapmış biri olarak geçiren ve şu anda çocuklar ve aileler ile de çalışan ben, sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Yayılıp yatmanın, mayışmanın değil, harekete geçmenin zamanı.  

 Bager'in de içinde olduğu, eğitim ve teknolojiye yönelik söylenen çığır açıcı sözlerin süslediği röportajı her anne babanın, çocuklarla ilgili iş yapan herkesin ve tabi özellikle öğretmenlerin, eğitimcilerin okumasını diliyorum.

Başöğretmen Atatürk misali, çağrı yapan, bu uğurda çalışan, üreten, vizyonerlik eden insanlar var ülkemizde.

Okuyun, düşünün ve harekete geçin. Okullarda yeni dünya düzenine göre yapılandırılacak sistemler üzerine kafa yorun.

Önce okumakla işe başlasanız, o da yeter... Sonra da, popoyu kaldırıp, bir zahmet Kadıköy'deki Iskele 47'ye uğrayın. Bager'le bir çay için, benden de selam söyleyin:) Bilinciniz açılacak, bana güvenin..

Okumak için tık tık...

http://www.murselcavus.com/egitimde-teknoloji-tehdit-mi-firsat-mi/

Tutkulu günleriniz ve geceleriniz olsun...

Anıl Altaş Brug











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder